غرس القيم الدينية والتربوية وبناء الإنسان

Blog

Peygamber Efendimiz’in çocuk yetiştirme tarzı liderlik vasıflarına sahip bir nesil ortaya çıkardı

Blog

Peygamber Efendimiz’in çocuk yetiştirme tarzı liderlik vasıflarına sahip bir nesil ortaya çıkardı

تربية النبي

Peygamber Efendimiz’in küçük çocuklarla olan ilişkisi, merhamet, şefkat, yumuşaklık ve onların durumuna saygı temelinde kurulu bir ilişkiydi. O, çocuklarla oynar, onların önünde insanların içinden yürür, onları öper ve güldürürdü. Bu nedenle, O, küçüklerle en iyi şekilde başa çıkan ilk öğretmen olarak bilinir… Çocuklarla olan pedagojik yöntemleri hakkında, bu satırlar aracılığıyla psikologlar, eğitimciler ve İslam hukukçularının görüşlerini öğreneceğiz.

Ebeveynlerin yaydığı olumsuz mesajlar yıkıcı olabilir ve çocuklarının kişiliklerinde iyileşmeyen yaralar ve uzun vadeli etkiler yaratabilir. Çocukların özgürlük ihtiyaçlarını karşılamak, ebeveynlerin sevgi bağı oluşturduğu rahat bir ortam yaratmakla mümkündür. Bu şekilde, çocuklar sakinlik ve güven içinde özgürlük ve sınırlarını anlarlar ve böyle bir hesaplaşma, ebeveyn otoritesini çocukları tarafından saygı duyulan bir şekilde belirler.

Saygı

Çocukların kararlarına saygı duymak, her insan için gereklidir. Saygı, kendini tanıma ve değer verme duygusunun aşırılık veya kibir olmadan yaşandığı bir durumdur. Ne yazık ki, bazı insanlar için saygı kolaydır, bazı çevrelerde saygı yoktur ve insanlar saygıdan mahrum kalırlar. Ebeveynlerin çocuklarına aşağılayıcı bir bakışla bakmaları, çocukların yeteneklerini baskılayarak insanlık avantajlarının en temel unsurlarından mahrum kalmalarına neden olur. Bu, özgür düşünceye, gerçekçi hedeflere, insanca yaşama, lezzetli yiyeceklere ve huzurlu bir uykuya sahip olmanın keyfini çıkarma fırsatlarını engeller.

İnsanlara kötü davranmanın sonucu, onları ve toplumlarını psikolojik ve sosyal açıdan zarara uğratacaktır. Ayrıca, insanlarla olan etkileşimimizin seviyesi, onlarla olan ilişkimizin kalitesine bağlı olacaktır. Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur: “İyilikle kötülüğü sav. Böylece, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost olur.” Diğer bir ayette de şöyle denir: “Benim kullarıma güzel söz söyleyin.” Ayrıca, “İyi olanı kötü olandan daha güzel bir şekilde sav.” şeklinde bir ifade de kullanılır. Küçük çocukların saygıyla yetiştirilmesi için, çocuğun etrafındaki büyük ve küçük insanlar tarafından saygı duyulması gerekmektedir. Büyükler, çocuğun kişiliği üzerinde etkili olan otoriteler olduğundan, çocuğun psikolojik gelişiminde en etkili faktörlerden biridirler. Ayrıca, çocuklarla uyumlu bir şekilde iletişim kurarak ve onlarla diyalog halinde olmak, saygıyı çocuğa aktarmanın en önemli yollarından biridir.

Çocuklarla Diyalog

Küçük çocuklarla gerçekten diyalog kurmaya çalışmak ve onlarla anlaşmaya çalışmak, çocukların ciddiye alacağı ve içselleştireceği birçok mesajı yansıtır. Bu, çocukların bizim söylediklerimize inandığı ve onları içselleştirdiği için, çocuklar üzerinde kontrol sahibi olan otoriteleri oluşturduğumuz için de geçerlidir. Çocuklar, çocukluklarında bize bağımlı olduklarından, onlara kendileriyle ilgili bilgi verirken, aynı şeyi onların da bizim için yapması gerektiği anlamına gelir

Bazı durumlarda, büyükler olarak, belirli otoritelerden gelen talimatlar, fetvalar veya kararlar bizi derinden etkileyebilir ve denge kaybına veya hayal kırıklığına neden olabilir. Biz, olgunluğa, akla ve bağımsızlığa sahip yetişkinler olarak, bu tür etkilere karşı koyma şansına sahibiz. Ancak, çocuklar tamamen büyüklerin güvenine bağımlı olduklarından, onlar için durum daha da zordur. Çocuklar, İmam El-Ghazali’nin dediği gibi, “değerli bir mücevherdir ve ebeveynlerinin boynunda bir emanettir.” Şairler bile, büyüklerin çocukların psikolojisini şekillendirmedeki tehlikesine dikkat çekmiştir:

Gençler, bizim alışkın olduğumuz şekilde yetiştirilirler.

Diyalog Formatları

Bir baba, çocuğuna kötü niyetli işaretler veya becerilerine uygun olmayan beklentiler verdiğinde, çocuk zor bir hayat yaşayacaktır. Bu, çocuğun kendine olan güvenini zayıflatır ve onun başarısını olumsuz etkiler.

Yaratıcılık Kuralları

Yaratıcı iletişim, genç kız ve erkeklerin güvenini kazanma konusunda ciddi bir değişim kararı alarak ebeveyn tarafından yapılmalıdır. Bu, öğretmenlerin yapamayacağı ve aktörlerin başarısız olabileceği bir şeydir.

Kişiliğin oluşumu ile başlayan, 7-21 yaş aralığındaki gençler, ebeveynlerinin onlarla kolay ve yaratıcı bir şekilde iletişim kurmalarına yardımcı olacak beş kurala ihtiyaç duyarlar. Bu kurallar şunlardır: Kendine yeterlilik, başarı ve bağımsızlık; sertlik ve şımartmayı önleme; her tür yaratıcılığa maruz kalma; bilgi tohumlarını öğrenme çünkü bu kurtuluş ipidir; ve onları yetiştirmede doğru yöntemi kullanma.

Gerekli Beceriler

Ebeveynlerin, gençlerle esnek ve kolay iletişim kurmak için uygulayabilecekleri beceriler arasında, çocuklarının arkadaşlarıyla ilgili müdahale etmemeleri, ancak bu arkadaşlar hakkında tam bir bilgiye sahip olmaları ve çocuklarının arkadaşlarını seçme hakkına saygı göstermeleri yer alır. Ebeveynler, çocuklarına doğru kriterleri ve standartları arkadaş seçme konusunda öğretmeli ve daha sonra çocuklarına arkadaşlarını seçme konusunda özgürlük vermelidirler. Alternatif arayışında ise ebeveynler, çocuklarına kriterleri açıklamalıdır. Örneğin, bir baba çocuğuna şöyle diyebilir: “Arkadaşın, ailesine saygılı, namazına bağlı, dürüst, inançlı ve iyi ahlaklı olmalı ya da gruplarla arkadaşlık etmeli, çünkü gruplarda seçenekler daha fazla olur.” Ebeveynler, çocuklarına arkadaş seçme konusunda özgürlük vermelidirler, ancak belirli kriterler ve kavramlar çerçevesinde yapılmalıdır. Ebeveynler, bu kriterleri dayatmadan çocuklarının kendi kalpleri ve akıllarıyla deneyimleyerek ve içselleştirerek öğrenmelerine izin vermeli ve onları bu süreçte desteklemelidirler.

Yaratıcılık Yolları

Ebeveynlerin çocuklarıyla iletişim kurarken kullanabilecekleri yaratıcı yöntemler arasında, konuşmalarında hikayeler kullanmak da yer alır. Hikayeler, gençlerin dikkatini çekmek ve ilgisini çekmek için en etkili yöntemlerden biridir. Ancak, ebeveynlerin doğru iletişim yöntemlerini kullanarak ve hikayeyi doğru bir şekilde anlatarak bu yöntemin başarılı olması sağlanabilir.

Çocuğunu Anla

Değer vermek, anlayış ve saygı ile başlar. Çocuklarımıza çok zaman ayırmak önemlidir. Değer vermenin unsurları şunlardır: “Beni anla” çok önemli bir taleptir. İkinci unsur “Beni saygıyla ele al” çocuğun psikolojisine saygı göstermesini gerektirir. “Beni bekle” unsuru, ebeveynlerin çocuklarıyla sabırlı olmaları ve onların isteklerini ifade etmelerine ve onları dinlemelerine izin vermelerini gerektirir. “Beni özle” unsuru, çocuğun kişiliğini takdir etmek için gereklidir ve ebeveynlerin çocuklarının ilişkilerini heyecan ve uyarıdan uzak, resmi olarak sürdürmeleri gerekmektedir.

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Sünnetine Göre

Merhamet, en yüce anlamlarında ve en güzel şekillerinde, Allah’ın Elçisi Hz. Muhammed’in (s.a.v.) kişiliğinde temsil edilmiştir. O, tüm insanlığa verilmiş bir merhamettir. İbadetlerine duyarlı ve yumuşak bir şekilde yaklaşır ve onlarla anlaşılır bir dille konuşur.

“(Ey Muhammed!) biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.
(Enbiya 21/107)
ayeti bunu göstermektedir. Peygamberimizin merhameti, çocukları kapsayarak onlara yaklaşımında
örnek teşkil etmiştir.

Çocuklar, büyüklerden çok farklıdır ve bu farklılık davranış, beden ve zihniyet açısından geçerlidir. Bu nedenle, Allah, bu zayıf varlık için hesap ve cezayı kaldırmıştır. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Üç şeyden kalem kaldırılmıştır: uykuda olan kişi uyanana kadar, küçük çocuk büyüyene kadar ve akıl sahibi olana kadar sıkıntı çeken kişi.”

Çocukluk dönemi son derece hassastır, bu nedenle çocuklara bu dönemde ilgi göstermek ve onları korumak gereklidir. Peygamberimiz (s.a.v.), çocuklarla nasıl ilgilenileceği ve onların ihtiyaçlarına nasıl dikkat edileceği konusunda sağlam temeller atmıştır.

Peygamber Efendimiz çocuklarla sevgi dolu ve şefkatli bir şekilde ilgilenen bir peygamberdir

Çocuklar, büyümek ve gelişmek için fiziksel olarak beslenirken, aynı zamanda çevrelerindeki insanlar tarafından duygusal olarak da beslenmeye ihtiyaç duyarlar. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu gerçeği göz ardı etmeyerek çocuklara sevgi ve şefkatle yaklaşmıştır. Abu Hurayra’dan rivayet edildiğine göre, Hz. Muhammed (s.a.v.) Hz. Hasan bin Ali’yi öptü ve yanında oturan Ukkaşe bin Mihsan’a şöyle dedi: “Benim on çocuğum var, hiçbirine öpmedim.” Bunun üzerine Peygamber Efendimiz ona şöyle cevap verdi: “Merhamet etmeyene merhamet edilmez”

Hz. Muhammed (s.a.v.), torunu Hasan bin Ali bin Ebu Talib’i kucağına alır, omuzlarına koyar ve onunla oynar, sonra onu kucaklar, öper ve Allah’a şöyle dua ederdi: “Allah’ım, onu sev, çünkü ben onu seviyorum

Peygamber Efendimiz çocuklarla oynardı

Çocuklar, kişilikleri ve düşünceleri üzerinde olumlu etkileri olan oyun, macera ve eğlenceye sürekli ihtiyaç duyarlar. Oyun, çocukların yeteneklerini denemelerine, daha fazla bilgi edinmelerine, zorlukları aşmalarına ve kendilerini eğlendirmelerine olanak tanır.

Peygamber Efendimiz’in çocuklarla alçakgönüllülük ve paylaşma örneği de burada kaydedilmiştir. Câbir’in bir rivayetine göre, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) iki çocukla birlikte yürürken görülmüştür ve onlara şöyle söylemiştir: “Ne güzel devesiniz ve ne güzel de arkadaşlarınız.” Bu hadis Tâberânî ve diğer kaynaklarda rivayet edilmiştir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) çocuklara teşekkür etmektedir

“Çocuklarımızın yaptıkları iyi işler için onlara teşekkür etmek güzeldir” demiştir

Bu, çocukların daha fazla katkıda bulunmalarına teşvik etmek ve iyilik yapmaya devam etmelerini teşvik etmek için teşekkür etmenin önemli olduğunu göstermektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) her çocuk için yaptığı iyi işler için takdir ve övgüde bulunmaya özen gösterirdi.

İbn Abbas şöyle dedi: Peygamber Efendimiz beni kucakladı ve “Allah’ım, ona kitabı öğret” dedi.

İbn Abbas şöyle dedi: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) abdest aldım ve “Bu kimin hazırladığı?” diye sordu. Kendisine söylendiğinde “Allah’ım, ona dini anlayış ihsan et” diye dua etti.

Anas, Peygamber Efendimiz’e hizmet ettiğinde, Peygamber Efendimiz onun için dua etti ve şöyle dedi: “Allah’ım, onun malını ve çocuklarını arttır ve verdiğin her şeyde ona bereket ihsan et.”

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), çocuklara selam verirdi

Çok sayıda yetişkin, çocukları görmezden gelir ve hatta selam bile vermezler. Ancak Peygamber Efendimiz, bu insan grubuna karşı alçakgönüllülükle yaklaşarak onlara selam vermekten çekinmezdi.

Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir grup çocuğun oynadığı yere geçerken, onlara “Selamün Aleyküm ey çocuklar” diye selam verdi.

Anas bin Malik’in rivayetine göre, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) çocukların yanından geçerken onlara selam verir ve onlarla ilgilenirdi. Ve çocukların yetişkinlerle birlikte selam vermesine izin verirdi.

Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Küçük olan büyüğe selam verir, oturan kalkana, az olan çok olana selam verir.”

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) çocuklara din öğretirdi

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), çocuklara din öğretmek ve onları bilgi ve anlayış konusunda teşvik etmek için her zaman çaba sarf etmiştir. Bir gün Abdullah bin Abbas’ı yanına çağırdı ve şöyle dedi: “Ey çocuk, sana bazı sözler öğreteceğim. Allah’ı anıp hatırla ki O da seni hatırlasın. İhtiyacın olduğunda Allah’a dua et, yardım istediğinde ise yine Allah’a başvur. Bil ki sana fayda sağlamak için bir araya gelseler bile, Allah’ın senin için yazmadığı bir şey sana fayda sağlamaz. Aynı şekilde, sana zarar vermek için bir araya gelseler bile, Allah’ın senin için yazmadığı bir şey sana zarar veremez. Kalemler kaldırıldı ve sayfalar kurudu.”

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), çocukların hayal güçlerini geliştirmeye çalışırdı

Akıllı insanlar, çocukların hayal güçlerini geliştirmesinin güzel bir şey olduğunu söylerler. İbn Umar (r.a) şöyle dedi: “Peygamber Efendimiz’in yanındaydık ve bize şöyle sordu: “Bana Müslüman bir ağaç veya Müslüman bir adam gibi olan bir ağaç söyleyin ki yaprakları düşmesin ve her zaman meyve versin.” İbn Umar, bu ağacın hurma ağacı olduğunu düşündü ve sessiz kalmayı tercih etti çünkü Abu Bakr ve Ömer sessizdi. Ardından Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “O hurma ağacıdır” dedi. Sonra kalktığımızda, Ömer’e “Baba, gerçekten de hurma ağacı olduğunu düşünmüştüm” dedim. Ömer, neden konuşmadığımı sordu. Ben de “Siz de konuşmuyordunuz, konuşmamak veya bir şey söylememek istedim” diye cevap verdim. Ömer, “Eğer söyleseydin, onu söylediğin takdirde benim için daha değerli olurdu” dedi.

Bu çocuklar onları sevebilecek geniş bir yüreğe ve bol sevgiye ihtiyaç duyarlar

Peygamber Efendimiz’in örnek alınarak, çocuklarımızı İslam kurallarına göre yetiştirmeli ve doğru bir eğitim vermelisiniz. Bu eğitimin amacı, Allah’ın rızasını kazanmaktır.

Paylaşmak

Tags

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Tags

Scroll to Top